Alevilik, İslam içerisinde farklı bir mezhep olarak kabul edilen bir inanç sistemidir. Bu inanç sisteminde gusül abdestiyle ilgili farklı bakış açıları bulunmaktadır. Alevilik, kişinin içsel temizlik üzerine odaklanan bir düşünce yapısını benimserken, dışsal ritüelleri ikinci planda tutar.
Aleviler, gusül abdesti almanın manevi bir temizlik olduğunu kabul ederler ama bu abdestin alınması konusunda farklı bir yaklaşım sergilerler. Alevilik, bedenin temizliği kadar, ruhun ve kalbin temizliği üzerinde de durur. Bu nedenle, Alevilerde içsel bir arınma süreci ön plandadır.
Aleviler için gusül abdesti, bedenin yıkanması kadar önemli değildir. Onlar, kalp ve vicdan temizliğine yönelik ibadetlerin daha büyük bir öneme sahip olduğunu düşünürler. Olaya manevi açıdan yaklaşırlar ve abdestin bedensel temizlikten ziyade, içsel bir arınmanın ifadesi olduğunu savunurlar.
Bu noktada, Alevilikte abdest konusu tartışmalı bir konudur. Bazı Alevi alimler, gusül abdestini gereksiz görmektedirler ve sadece kalp temizliğinin yeterli olduğunu savunurlar. Diğer bir görüşe göre ise Alevilikte gusül abdesti şekli bulunmasa da, kişi kendi içinde bir arınma süreci yaşamalıdır.
Sonuç olarak, Alevilik gusül abdesti konusunda farklı bir yaklaşım sergilemektedir. Aleviler, bedenin temizliği kadar içsel arınmanın da önemli olduğunu düşündükleri için, gusül abdesti almasalar da kişinin kalp ve vicdan temizliği üzerine odaklanmaktadırlar. Her ne kadar Alevilikte gusül abdestine yönelik net bir tutum olmasa da, manevi temizlik ve içsel arınma süreçleri Alevilikte büyük bir önem taşımaktadır.
Ebû’l-Hattâb el-Esedî’nin kurduğu “Hattâb’îyye Mezhebi”
Birçok boyutuyla da bir din ve bir mezhep olmaktan öte, bir düşünce akımı, bir yaşam biçimi, bir inanç olarak yaşanıyordu Alevilik. Başından itibaren İslam içinde olup da sonradan çeşitli yorumlarla sapkınlık gösterip İslam’dan ayrılmış bir mezhep, bir inanç değildir.4 Nis 2022
Birçok boyutuyla da bir din ve bir mezhep olmaktan öte, bir düşünce akımı, bir yaşam biçimi, bir inanç olarak yaşanıyordu Alevilik. Başından itibaren İslam içinde olup da sonradan çeşitli yorumlarla sapkınlık gösterip İslam’dan ayrılmış bir mezhep, bir inanç değildir.4 Nis 2022
Vakfiye, vakfedenin malını verdiğini gösteren ve hâkimin vakfa dair hükmünü içeren belgedir. Vakfiyeler genellikle şu fıkraları ihtiva eder: Allah’a hamd u senâ (şükür ve övgü) ile vakfetmenin sevâbı hakkındaki ayet ve hadisler. Vakfedilen mallar.
Bir vakfın en önemli kuruluş ve hukuki olarak da dayanak belgesi olan vakfiye; vakfın akar, hayrat, şartları, vakıf kurucusu, şahitler, kadı onayı gibi kısımlardan oluşan ve kadı huzurunda oluşturulan hukuki metinlerdir. Vakfın şartları bağlayıcıdır.
Vakfiye, vakfedenin malını verdiğini gösteren ve hâkimin vakfa dair hükmünü içeren belgedir.
Vakfiyeler, bir vakfın koşullarını bildiren, vakıf görevleri ve bu görevlerin hangi şartlarda uygulanacağına dair bilgiler içermesinin yanı sıra yazıldığı dönemin tarihi, coğrafi, iktisadi, sosyal ve toplumsal izlerini taşıyan önemli belgelerdir.6 Haz 2022
Vakfiye, vakfedenin malını verdiğini gösteren ve hâkimin vakfa dair hükmünü içeren belgedir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…