Acem, Arapların kendileri haricindeki yabancılar için kullandığı bu sözcük, Osmanlılar tarafından ise genellikle İranlıları nitelemek için kullanılmıştır. Bu sebepten dolayı Türkçeye de İranlı anlamında kullanılan bir sözcük olarak geçmiştir. Osmanlılar döneminde İran’dan gelen insanlar için kullanılırdı.
Osmanlılarda, Azerbaycan ve Azerbaycan Türkle- ri için, sadece İran’ın egemenliğini ifade etmek maksadıyla Acem denildiği bilinmektedir1.
Hem halk türkülerinde hem de gazel ve kaside türündeki şiirlerde sık sık geçen Acem kızı sözünün biri gerçek biri mecazi olmak üzere iki anlamı vardır. Sözlük anlamı İranlı kız olan bu kelime, esmer güzeli manasında da kullanılır.1 Kas 2021
Acem kelimesi İslamiyet öncesi fetihler sırasında Araplarca hususi olarak İranlılar için kullanılmıştır. İranlılar, İran ve ötesi için bu tabiri kullanmışlardır. Osmanlılar Arap geleneğine uyarak İran ve ötesini tarif için Acem tabiri kullanmışlardır.
Osmanlılarda XV.-XVII. yüzyıllarda, Acemistan, Bilâd-ı Acem veya Vilâyet-i Acem tabirlerinden kastedilen coğrafi mekan ise sadece bugünkü İran’ı değil Horasan’ı ve bütün Türkistan’ı da içine almaktadır.
Sakal bırakılması, bıyıkların kısaltılması (dudağı geçmeyecek tarzda) tırnakların kesilmesi, ağzın temiz tutulması, vücuttaki kirliliklerin giderilmesi, fazla tüylerin alınması sünnet olarak görülmüştür. Sünnet niyetiyle bırakılmış olan sakalın sonradan kesilmesi hoş kabul edilmemiş, mekruh sayılmıştır.6 Eyl 2019
Sakal bırakılması, bıyıkların kısaltılması (dudağı geçmeyecek tarzda) tırnakların kesilmesi, ağzın temiz tutulması, vücuttaki kirliliklerin giderilmesi, fazla tüylerin alınması sünnet olarak görülmüştür. Sünnet niyetiyle bırakılmış olan sakalın sonradan kesilmesi hoş kabul edilmemiş, mekruh sayılmıştır.6 Eyl 2019
Peygamber’e uyma amacıyla yapıldığında bunun sünnet veya müstehap sayılabileceğini, ancak esas itibariyle sakal bırakmanın dinî/şer’î bir konu olmadığını belirtmiştir (M. Ebû Zehre, s. 35; Mahmûd Şeltût, s. 227-229).
Peygamber’e uyma amacıyla yapıldığında bunun sünnet veya müstehap sayılabileceğini, ancak esas itibariyle sakal bırakmanın dinî/şer’î bir konu olmadığını belirtmiştir (M. Ebû Zehre, s. 35; Mahmûd Şeltût, s. 227-229).
İslâm âlimleri sakalı bırakma ölçüsü olarak, bir tutamdan fazlasının kesilmesini ifade ederler. Hz. Ömer (ra), sakalını uzatmış birini görerek bir tutamdan fazlasını kesmesini söylemiştir. Ebû Hüreyre (r.a.) gibi büyük bir sahabî de sakalını tutar, bir tutamdan fazlasını keserdi.21 Haz 2023
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…