“Ab i hayat nerede?” sorusu, insanların ölümsüzlük ve sonsuz yaşam arayışlarının merkezinde yer alan bir sorudur. Eski mitolojilerden günümüzün teknolojik gelişmelerine kadar birçok dini ve felsefi düşünce bu konuyu ele almıştır.
Ölümsüzlük, insanoğlunun en büyük hayallerinden biridir. İnsanlar, yaşamlarının sonunda ölümün ardından başka bir hayata geçmeyi ve sonsuz bir yaşam sürmeyi umut etmişlerdir. Bu nedenle, “Ab i hayat nerede?” gibi sorular, insanların inançları ve düşünceleri üzerinde derin etkiler bırakmıştır.
Farklı dinler, Ab i hayatın var olduğunu ve insanların bu hayata göç ettiklerini öğretmiştir. Örneğin, Hristiyanlık inancına göre, Ab i hayat cennette gerçekleşir ve ölümsüz varlıklarını orada sürdürürler. İslam inancında ise, insanlar öldükten sonra ceza veya mükafatla karşılaşacakları ahiret hayatında yaşamaya devam ederler.
Ancak bilimsel açıdan bakıldığında, “Ab i hayat nerede?” sorusu hala cevapsız kalan bir konudur. Bilim, ölümsüzlük fikrine yaklaşmanın yollarını ararken, henüz kesin bir kanıta ulaşamamıştır. Yaşanan araştırmalar ve teknolojik gelişmeler, insan yaşamını uzatmak için çeşitli yöntemlerin geliştirilebileceğini göstermektedir. Ancak tam anlamıyla ölümsüz olmak için hala önemli engeller vardır.
Sonuç olarak, “Ab i hayat nerede?” konusu, insanlığın varoluşundan beri cevap aradığı bir sorudur. Dini inançlar ve felsefi düşünceler bu konuda farklı açıklamalar sunmuştur. Bilim ise hala ölümsüzlük fikrine ulaşmanın yollarını araştırmaktadır. Ancak insanların ölümsüzlük arayışı ve bu konudaki hayalleri, onları daha iyi bir geleceğe yönlendiren bir itici güç olarak kalacaktır.
“Abıhayat içmiş” ifadesi, efsanevi bir yaşam iksiri olan ve içen kişiye ebedi gençlik veya ölümsüzlük verdiğine inanılan “ab-ı hayat”tan türemiştir. Ab-ı hayat, Farsça kökenli bir terim olup, “hayat suyu” anlamına gelir.
Bengi su, âb-ı hayat, hayat suyu, dirilik suyu, aynü’l-hayat, nehrü’l-hayât, âb-ı câvidânî, âb-ı zindegî, hayat kaynağı, hayat çeşmesi, bazen de Hızır ve İskender’e atfen âb-ı Hızır veya âb-ı İskender vb. çeşitli isimlerle anılan, birçok söylencede adı geçen, içen kişiye ölümsüzlük kazandırdığına inanılan efsanevî su.
Tasavvufta âb-ı hayât, Allah’ın “el-Hay” isminin hakikatinden ibarettir. Bu ismi öz vasfı haline getiren kimse, âb-ı hayâtı içmiş olur. Artık o, Hakk’ın “hay” sıfatıyla hayatta olduğu gibi, diğer canlılar da onun sayesinde hayat kazanır. Bu mertebedeki insanın hayatı Hakk’ın hayatıdır.
BİR BAKIŞTA AB / Avrupa Birliğinin Kurumları / Avrupa Birliği Adalet Divanı15 Kas 2022
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…