İsrail’in kuruluşu ve modern tarihi boyunca İsrail-Filistin çatışması, Orta Doğu’nun en karmaşık ve uzun süren siyasi sorunlarından biri olmuştur. Bu çatışma, İsrail Devleti’nin kurulduğu 1948 yılından bu yana devam etmektedir ve bölgedeki iki ulusa, İsrail’in Yahudi nüfusuna ve Filistin halkına, toprak, egemenlik ve güvenlik konularında çatışmalar yaşatmıştır.
İsrail-Filistin çatışmasının etkileri, İslam dininin kutsal kitabı olan Kur’an’ın da üzerinde durduğu konulardan biri olmuştur. Kur’an, Müslümanlara Kudüs’ün önemini ve bu şehirdeki mukaddes Mescid-i Aksa’nın kutsallığını vurgulamaktadır. Bu nedenle, Kur’an’da İsrail-Filistin çatışması ve Kudüs’ün kaderiyle ilgili pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır.
Ancak, Kur’an’da İsrail-Filistin çatışmasına yönelik doğrudan bir geçmişin bulunmadığı da unutulmamalıdır. Kuran, daha çok Kudüs’ün kutsallığı ve İsrailoğulları’nın tarihi olaylarına değinmektedir. Ayrıca, İsrail Devleti’nin kuruluşu ve Filistin halkının yaşadığı acılar konusunda Kur’an’dan belirli hükümler çıkarılması veya İslam dünyasının İsrail’e yönelik bir duruş sergilemesi doğru bir yaklaşım olmayabilir.
İsrail-Filistin çatışmasının dini boyutu, taraflar arasındaki siyasi, sosyal ve ekonomik meselelerle birlikte ele alınmalıdır. Diğer yandan, İsrail-Filistin sorununa dini açıdan bakan ve bu konuda hükümler çıkaran bazı İslam alimleri de mevcuttur. Ancak, İslam dünyasının genelinde bu konuda farklı görüşlerin bulunması, çatışmanın dini boyutunu tartışmaya açık hale getirmektedir.
Sonuç olarak, İsrail-Filistin çatışmasının Kur’an’daki yeri ve İslam dünyasının bu konudaki tutumu karmaşık ve çok yönlüdür. Kur’an’da İsrail-Filistin çatışmasına doğrudan bir geçmişin olmaması, bu konuda dini bir hüküm çıkartılmasının zorluğunu ortaya koymaktadır. İslam dünyasında ise İsrail-Filistin konusuna dini bir yaklaşım sergileyen oryantal düşüncenin yanı sıra farklı görüşlerin de bulunduğu bir gerçektir.
Israfın dinimizdeki hükmü nedir?
Zira dinimizde israf haramdır. İsraf, nimetin sahibi olan Yüce Allah’ın er-Rezzâk ismine saygısızlıktır. Bu yüzdendir ki Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de müminleri bize anlatırken “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.”[2] buyurmuştur.9 Şub 2018
Islam dinine göre israf nedir?
İslâm alimlerinden Cürcâni ise israfı, “değersiz bir amaç uğruna fazla mal harcamak, harcamada haddi aşmak, meşru bir konu bile olsa harcanması gerekli olan ölçüden fazlasını harcamak” şeklinde tarif etmektedir (Cürcânî, ts).
Allah neden israf edenleri sevmez?
Çünkü israf hem nimeti gerektiği yerde gerektiği ölçüde kullanmamak hem de Rezzâk olan Allah’ın (cc) nimetine karşı saygısızlıktır. Bu yüzden: “O (Allah) (cc) israf edenleri sevmez.”17 Şub 2023
İsraf etmenin günahı nedir?
Zira dinimizde israf haramdır. İsraf, nimetin sahibi olan Yüce Allah’ın er-Rezzâk ismine saygısızlıktır. Bu yüzdendir ki Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de müminleri bize anlatırken “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.”[2] buyurmuştur.9 Şub 2018
Cebrail şu an ne yapıyor?
Bir sonraki âyetten de meleklerin ve Cebrail’in, o gece tan yeri ağarıncaya kadar yeryüzünün esenliğine ve yeryüzüne yayılan rahmete şahitlik ettiğini anlıyoruz. Böylece Cebrail’in (as) bir vazifesinin yeryüzüne rahmet, sekinet, huzur ve esenlik indirmek olduğunu anlıyoruz.5 Oca 2012
Cebrail’in kanadı var mı?
Cebrail aleyhisselam’ın emrinde olan arşı çevreleyen bir melek ordusu bulunmaktadır. Mükemmel bir üstün güce sahiptir. Kusursuz bir melektir. Ayrıca en son ölecek ve ilk dirilecek olan da Cebrail aleyhisselamdır. 600 tane kanadı vardır.30 Nis 2020
Cebrailin diğer adı nedir?
Cebrâil’in “kuvvet” mânasına gelen cebr ile alâkası dikkate alınarak bu anlamı da kapsadığı düşünülebilir. Cebrâil Kur’ân-ı Kerîm’de Cibrîl, Rûhulkudüs, Rûhulemîn, Rûh ve Resul şeklinde beş değişik isimle ifade edilir.
Cebrail meleğin kanadında ne yazıyor?
Kenzül Arş Duası Türkçe | Ya Rabbi!24 Eki 2020
Cebrail meleği nasıl görünür?
Hıristiyanlığa göre de Cebrâil, peygamberlere insan şeklinde görünerek Tanrı’dan vahiy getiren büyük bir melektir (Ahmed Abdülvehhâb, s. 38-48).