Kuran-ı Kerim, Müslümanların kutsal kitabıdır ve içerisinde birçok ayet bulunur. Bunlardan biri olan 13. ayet, insanların farklı inanç ve kültürlere sahip olabileceğini ve bu farklılıkların birlikte yaşama fırsatı sunması gerektiğini vurgular.
13. ayet, insanların farklı ırklardan, dillerden ve inançlardan olabileceğini belirtir. Bu çeşitliliğin, insanlar arasında bir zenginlik kaynağı olduğunu ve birbirimizi tanıma, anlama ve sevgi ile yaklaşma fırsatı sunduğunu ifade eder. Ayet aynı zamanda, her bir insanın Allah tarafından yaratıldığını ve birbirinin eşit olduğunu da vurgular.
Ayetin mesajı, insanların birlikte yaşama yeteneğine odaklanır. Farklı inançlara ve kültürlere sahip olan insanların dışlanmadan, hoşgörü ve sevgi ile karşılanması gerektiğini anlatır. Bu çeşitlilik, toplumun daha büyük bir perspektifle bakabilmesini ve farklı bakış açılarından öğrenme şansı elde etmesini sağlar.
Ayrıca, ayet insanların birbirleriyle tanışıp kaynaşmalarını ve ortak bir paydada buluşmalarını önemser. Farklılıkların güçlendirici olduğunu ve birlikte çalıştığımızda daha büyük başarılara ulaşabileceğimizi öğretir. Ayet, farklı inanç ve kültürlere mensup bireylerin karşılıklı olarak saygı ve hoşgörü ile davranması gerektiğini de vurgular.
Sonuç olarak, 13. ayet insanların farklı inançlara ve kültürlere sahip olabileceğini ve bunun zenginlik kaynağı olduğunu ifade eder. Bu çeşitlilik, insanlar arasında birlikte yaşama yeteneğini güçlendirir ve farklılıklara saygı ve hoşgörü ile yaklaşmayı öğretir. Dolayısıyla, toplumlar arasında barış ve uyum sağlamak için bu mesajı dikkate almamız önemlidir.
Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Herkesin amelini kendi boynuna taktık (ondan ayrılamaz).
Dini bir olanlar birbirini kardeş bilirler ve genellikle diğer özelliklerdeki ortaklık bu özel bağın üstüne çıkamaz. Dinin insana kazandırmak istediği en önemli değer ahlâktır (takvâ), hem bir grup içinde hem de gruplar arasında üstünlüğün, üstün değerin ölçütü ahlâk olmalıdır.
13. âyetteki لَا يَعْلَمُونَ (lâ ye’lemûn) “bilmezler” ifadesi ise onların bu halleriyle “gerçek bir bilgiye ulaşamayacaklarını ve sürekli zan ve vehimlerine tabi olacaklarını” belirtir.
Ra’d Suresi (Arapça: سورة الرعد) Kur’an’ın 13. suresidir. Sure 43 ayetten oluşur.
Sözlükte “süs, ziynet, kolye” gibi mânalara gelen hilye mecazen “yaratılış, sûret ve güzel vasıflar” demektir. Kelime Osmanlı kültüründe Resûl-i Ekrem’in vasıflarını, bu vasıflardan bahseden kitap ve levhaları ifade etmek için kullanılmıştır.
Sözlükte “süs, ziynet, kolye” gibi mânalara gelen hilye mecazen “yaratılış, sûret ve güzel vasıflar” demektir. Kelime Osmanlı kültüründe Resûl-i Ekrem’in vasıflarını, bu vasıflardan bahseden kitap ve levhaları ifade etmek için kullanılmıştır.
Hâkānî Mehmed Bey’in (ö. 1015/1606) Hz. Peygamber’in fizikî özelliklerini anlattığı, türünün ilk ve en önemli örneği kabul edilen mesnevisi. Türk edebiyatında türünün ilk ve önemli örneği olan Hilye adlı eseriyle tanınan divan şairi.
Peygamber’i tanıyanların ve görenlerin tariflerinden yola çıkarak Hz. Muhammed’in özelliklerini yazıyla anlatma yoluna gitmişlerdir. Hilye Arapça bir kelimedir ve “süs, zîynet, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz” gibi anlamlara gelmektedir.30 Nis 2023
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…