Şehzade Beyazıt, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Bey’in torunu ve Yavuz Sultan Selim’in büyük oğludur. Şehzade Beyazıt’ın hayatı ve akıbeti, Osmanlı tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Şehzade Beyazıt, ailesi arasında taht mücadelesi yüzünden çıkan ihtilafın mağduru olan bir prenstir.
Beyazıt, babası Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkmasından sonra, kardeşleriyle birlikte sarayda büyüdü. Ancak, Osmanlı tahtında varis olan tek çocuk olduğu için, diğer kardeşlerine kıyasla daha çok dikkat çekiyordu. İlerleyen yıllarda babası tarafından Şehzade sıfatıyla Şam’a vali olarak atanmıştır. Bu görevi sırasında, babasının emrine karşı geldiği yönünde iddialar ortaya atıldı. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim, Beyazıt’ı tahtını tehlikeye soktuğunu düşünerek gözden düşürdü ve 1513 yılında hapse attırdı.
Hapis hayatında, Beyazıt’ın bir süre affedileceği umutları vardı. Ancak, bu umutlar boşa çıktı ve Beyazıt, 1514 yılında babası tarafından idam edildi. Bu olayın ardından, Yavuz Sultan Selim’in diğer oğlu Süleyman tahta çıktı ve padisah oldu. Beyazıt’ın idamı, Osmanlı İmparatorluğu’nda tahta geçiş süreci ve aile içi güç kavgalarıyla ilgili önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilir.
Şehzade Beyazıt’ın idamı, Osmanlı tahtında veliaht olmanın zorluklarına ve mücadelesine dair çarpıcı bir örnektir. Ayrıca, bu olay, Osmanlı tarihindeki siyasi entrikaların ve aile içi taht mücadelelerinin kaçınılmaz sonuçlarını da göstermektedir. Beyazıt’ın idamı, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki güç savaşlarının bir parçası olarak analiz edilmektedir ve tarihçiler arasında halen tartışmalı bir konudur. Ancak, bu olay, Osmanlı tarihindeki taht mücadelelerinin ve aile içi ihtilafların ne kadar karmaşık ve tehlikeli olabileceğini ortaya koymaktadır.
Buna göre Şehzade Mustafa, Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan’ın ittifakıyla, halk tarafından çok sevilmesine rağmen, babasının gözünden düşürüldü ve nihayet boğdurtuldu. Bu kurguya göre amaç, Sultan Süleyman’dan sonra tahta Hürrem Sultan’ın oğullarından birisinin geçmesini temin etmekti.
Ölümü (1574) II. Selim, 1574’te 50 yaşındayken hamamda düşme sonucu göğüs boşluğunda meydana gelen kanama yüzünden öldü. Cenaze namazından sonra Ayasofya Camii’deki türbesine defnedildi.
Murad ile çok iyi anlaşırdı ve beraber şehirde gezintilere çıkarlardı. Sultan IV. Murat’ın emriyle 1635’te Revan Seferi’ne çıkarken ibrişim kemendiyle boğduruldu.
Dernschwam onu kısa boylu, solgun, sarı benizli, zayıf ve hafif bıyıklı olarak tarif eder. Ayrıca o kendisiyle tanışan diğer seyyahlar tarafından melankolik tabiatlı, fakat okumayı ve iyiliği seven, faziletli, şair yaratılışlı, zeki, mütevazi, mert ve cesur bir kişi olarak da nitelendirilmektedir.
Hüzzam makamı Hüzzam kelimesi yoğun, ağır hüzün anlamına gelir. Bu nedenle Hüzzam Makamındaki eserler insana hüzün veren, acıklı eserlerdir.
Hüseyni makamı: İnsana sükunet, rahatlık verir. 12. Hicaz makamı:İnsana tevazu(alçakgönüllülük) verir.
Irak makamı: Adı “Irak-ı Acem”den gelir. Kavrama yeteneği, konsantrasyon ve sükûnet verir, korkuyu giderir. Menenjit ve akıl hastalıklarında faydalıdır. Kuşluk ve ikindi vakti daha etkilidir.
Isfahan Makamı: Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gö- nül yenileme, düzgünlük verme, zekâyı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. Zirefkend Makamı: Sırt, mafsal, kulunç ağrılarına ve krampa faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…