İmamı Azam, İmam Ebu Hanife olarak da bilinen bir İslam alimi ve düşünürdür. İslam fıkhı, hadis, tefsir ve diğer İslam disiplinleri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Öğrencileri de onun düşüncelerini ve yöntemlerini takip eden bir grup talebeden oluşmaktadır.
İmamı Azam’ın talebeleri, farklı sosyal, etnik ve coğrafi kökenlere sahip insanlardan oluşmaktaydı. Bu talebeler, İmamı Azam’ın fıkhı yöntemlerini öğrenmek ve onun öğretilerini yaymak amacıyla yanında eğitim almışlardır. İmam Ebu Yusuf, İmam Muhammed, Züfer bin Hüzeyl ve Hasan bin Ziyad gibi ünlü İslam hukukçuları da İmamı Azam’ın talebelerindendir.
İmamı Azam’ın talebeleri, kendilerini İmam Ebu Hanife’nin düşünceleriyle yoğun bir şekilde yetiştirmişlerdir. Onun metodolojisini, hukuki prensiplerini ve öğretilerini benimsemişlerdir. Talebeleri, İslam fıkhını daha iyi anlamak ve yorumlamak için İmamı Azam’ın kitaplarından ve derslerinden yararlanmışlardır.
İmam Ebu Yusuf, İmamı Azam’ın en tanınmış talebelerinden biridir. Hukuki konularda çok bilgili olan Ebu Yusuf, Abbasiler döneminde devletin baş kadısı olarak görev yapmış ve İslam hukukunun gelişmesine katkıda bulunmuştur.
İmam Muhammed, diğer bir önemli talebedir. O da İmamı Azam’ın düşüncelerini takip etmiş ve kendisi de bir İslam hukukçusu olarak tanınmıştır. Tefsir çalışmaları da yapmış olan Muhammed, İmamı Azam’ın hukuki prensiplerini derinlemesine anlamış ve bu prensipleri daha da geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmıştır.
Züfer bin Hüzeyl ve Hasan bin Ziyad da diğer önemli talebelerindendir. İslam fıkhı ve hadis alanında çalışmalar yapmışlardır. İmamı Azam’ın yöntemlerini benimsemeleri ve onun prensiplerini savunmalarıyla tanınmışlardır.
İmamı Azam’ın talebeleri, onun düşüncelerini ve yöntemlerini geniş bir alanı kapsayarak yaymışlardır. İslam hukukunun temellerini atmış, İmamı Azam’ın öğretilerini daha da geliştirmiş ve böylece İslam hukukunun daha sistemli bir şekilde çalışılmasını sağlamışlardır. Talebeleri, İmamı Azam’ın mirasını sürdürmek için yoğun bir çaba sarf etmişler ve onun düşüncelerinin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rol oynamışlardır.
İmam-ı Şâbî’nin tavsiyesiyle onun ders halkalarına devam etmeye başlamış, kelam, iman, itikad ve münazara bilgilerini Şabi’den öğrenmiştir. Daha sonra Hammâd bin Süleyman’ın ders halkasına katılarak fıkıh öğrenimine başlamış, Hammâd’ın derslerine on sekiz yıl devam etmiştir.
İmam-ı Şâbî’nin tavsiyesiyle onun ders halkalarına devam etmeye başlamış, kelam, iman, itikad ve münazara bilgilerini Şabi’den öğrenmiştir. Daha sonra Hammâd bin Süleyman’ın ders halkasına katılarak fıkıh öğrenimine başlamış, Hammâd’ın derslerine on sekiz yıl devam etmiştir.
İmam-ı a’zamın hocası Hammad, fıkıh ilmini İbrahim Nehai’den, bu da Alkame’den, Alkame de Abdullah bin Mesud’dan, bu da Peygamber efendimizden öğrenmiştir. Hammad’ın derslerine yirmi sekiz yıl devam edip emsalsiz bir dereceye ulaştı, daha ders aldığı sırada fıkıhta tanınıp meşhur oldu.
İmam-ı a’zamın hocası Hammad, fıkıh ilmini İbrahim Nehai’den, bu da Alkame’den, Alkame de Abdullah bin Mesud’dan, bu da Peygamber efendimizden öğrenmiştir. Hammad’ın derslerine yirmi sekiz yıl devam edip emsalsiz bir dereceye ulaştı, daha ders aldığı sırada fıkıhta tanınıp meşhur oldu.
Hanefî mezhebinin imamı, büyük müctehid. Dört büyük Sünnî fıkıh mezhebinden biri.
el Cevab: el Buhari’nin imam Ebu Hanife’yi tekfir etmesi direkt olarak değil, dolaylı olarak vakidir.
Gençlik yıllarında sahabeden Enes bin Mâlik’i, Abdullah bin Ebî Evfâ’yı, Vasîle bin Eskā’yı, Sehl bin Saide’yi ve en son hicrî 102’de Mekke’de vefat eden Ebu’t Tufeyl Amir bin Vasîle’yi görmüş, bu sahabelerden hadis dinlemiş olduğundan tabiinden sayılır.
Eylül 767, Bağdat) İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı “Nu’man bin Sâbit” olup sevenlerince ismi “İmâm-ı Â’zam” unvanıyla birlikte anılır.
Tebeut tabiinler İmam Ebu Hanife (Ebu Hanife, bazılarınca Enes bin Malik’i gördüğü, ondan ve başka sahabelerden hadis rivayet ettiği için tâbi’înden sayılır.)
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…