Hükümdarlık sistemi, bir ülkenin yönetiminin tek bir hükümdar tarafından gerçekleştirildiği bir yönetim biçimidir. Bu sistemde hükümdar, genellikle doğal soydan gelebilir veya başka bir yolla zenginleşmiş olabilir. Hükümdarın yetkileri genellikle mutlaktır ve yasaların uygulanması, hükümdarın iradesine bağlıdır.
Hükümdarlık sistemi, tarihte birçok farklı kültürde ve dönemde uygulanmıştır. Antik Mısır döneminde firavunlar, Roma İmparatorluğu’nda imparatorlar, Avrupa’da kral ve kraliçeler gibi güçlü liderler, hükümetin en üstünde yer alırken, modern zamanlarda ise Japonya’ya özgü olan imparatorluk sistemi gibi eski geleneklerin bir yansıması olarak varlığını sürdürmektedir.
Hükümdarlık sisteminin avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Avantajları arasında hükümdarın karar alma sürecinde hızlı olması, hükümdarın güvenlik ve savunma konularında etkin kararlar alabilmesi, uzun süreli istikrar sağlaması gibi faktörler yer alırken, dezavantajları arasında hükümdarın keyfi kararlar alabilmesi, halkın hükümdara karşı özgürlüğünün kısıtlanması, hükümdarın yetkilerini kötüye kullanabilmesi gibi sorunlar bulunmaktadır.
Hükümdarlık sistemine örnek olarak Suudi Arabistan, İngiltere, Japonya gibi ülkeler gösterilebilir. Bu ülkelerde hükümdarın yetkileri, anayasa ve yasalarla sınırlanmış olsa da sembolik bir gücü ve etkisi bulunmaktadır. Özellikle İngiltere’de kraliyet ailesi, turistik ve kültürel alanlarda ülkenin tanıtımına katkı sağlamaktadır.
Sonuç olarak, hükümdarlık sistemi, bir ülkede tek bir liderin yönetimi altında olan bir yönetim biçimidir. Bu sistem, tarihte ve günümüzde birçok kültürde ve ülkede uygulanmaktadır. Avantajları ve dezavantajları bulunan bu sistem, hükümdarın yetkilerine bağlı olarak farklılıklar gösterebilir.
Çoğu devlette bir seferde sadece bir hükümdar olur. Ancak bir naip (hükümdar vekili), hükümdar küçükken, yokken ya da yönetme ehliyetinden yoksunken onun yerine ülkeyi yönetebilir. İki hükümdarın tek bir ülkeyi aynı anda yönettiği Andorra’daki gibi sistemlere “eş prenslik” denir.
Hükümdar, hünkâr ya da monark, bir monarşinin, yani normalde ömür boyu ya da makamından vazgeçene dek bir ülkenin başında durduğu ve genellikle makamına verasetle geçtiği bir sistemle yönetilen bir ülkenin başındaki kişidir.
arapça olan cami kelimesinin aslı cami’ şeklinde sonu ayınla bittiği için, osmanlıca yazılışta ayın harfini korumak için tamlama mecburen “camii” şeklinde yapılırdı. ancak kelime, cami olarak sonundaki “i” harfiyle artık türkçeleşmiş olduğu için, camii diye zorlamak yerine rahatça camisi diyebiliriz.
Sözcüğün eş anlamlısı Toplak sözcüğüdür. Cami sözcüğü, tamlamalarda cami kelimesi “i” halindeyken cami veya camisi şeklinde kullanılır. Eğer başındaki kelime sıfatsa cami (Kurşunlu Cami, Eski Cami), başındaki kelime isimse camii veya camisi (Süleymaniye Camii, Hisar Camii, Kocatepe Camii) şeklinde kullanılır.
Orta Çağ İspanya’sında yaşayan Endülüslülerden miras kalan ve İspanyolcada cami demek olan ‘mezquita’ sözcüğü Arapça ‘mescid’den gelişmiştir. Türkçe dini mimari terminolojisinde bu ibadethanenin küçüklerine mescit, daha büyüklerine ise cami denilmektedir.
“Cami” Türkçeye Arapçadan geçen bir sözcüktür. Cem, “Toplanma, bir araya gelme” kökünden gelen cami, “Toplayan, bir araya getiren” demektir. Sözcük önceleri “cuma namazı mescidi” anlamında kullanılıyordu.
Türkçe dini mimari terminolojisinde bu ibadethanenin küçüklerine mescit, daha büyüklerine ise cami denilmektedir. Cami sözcüğü, aynı zamanda İslam’da Allah’ın 99 isminden biri olup, Cami “istediğini istediği şekilde, istediği zaman, istediği yerde toplayan” anlamına gelmektedir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…