Gülbank çekmek ise mehter, davul veya boru eşliğinde atılan tempolu nara, alkış, dua veya nida çekmek işidir. Gülbank çekme işinin törenlerde, kalelerde nöbette olan askerler tarafından, savaş esnasında askerlerin hucuma geçerken, veya mehteran bölüğü şarkı okurken yapılan topluca seslenme olarak da tarif edilebilir.26 Haz 2020
Gülbank, gülbenk, gulvang, gulbang ya da gulweng Farsça gül + ses anlamına gelen bang’tan “gül sesi” anlamındadır. Abdülbaki Gölpınarlı ayrıca bülbül sesi biçiminde Türkçeleştirilmiştir.
Alevîlik Bektâşîlikte duâ, “gülbenk” olarak isimlendirilir. Gülbenk kelimesi, Farsça bir kelime olup gül sesi, bülbül şakıması anlamlarına gelmektedir. Gülbenklerde cümleler kısa ve ahenklidir. Dede, baba veya sercem tarafından okunur ve cânlar; “Allah Allah” diyerek duâya katılır, onaylar, aşk ve şevk alır verir.7 Şub 2021
Gülbanklar, Türk sözlü kültürünün önemli ürünleridir. Gülbank çekmek-okumak; sosyal hayatta, askerî ve dinî-tasavvufî kültürde yaygın bir uygulama olmuştur. Mevlevîliğin âdâb ve erkânına ait hemen her ritüelde gülbank çekilmektedir.
Tarikat meclislerinde, bazı dinî ve resmî törenlerde belli bir makam veya eda ile okunan dua. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye (ö. 672/1273) nisbet edilen tarikat.
“Sahâbe ve tâbiîn mezhebinde bulunan fakih ve muhaddislerin yolu” şeklinde de tanımlanan Selefiyye ayrıca “Ehl-i sünnet-i hâssa” olarak da anılır (Gazzâlî, s. 53; İzmirli, I, 98).
Selefîlik, itikadî konularda akla yer vermez, sadece nakil (Kur’an-sünnet) ile hareket eder ve Kur’an’daki müteşâbih âyetleri olduğu gibi kabul ederek bu âyetlerde kastedilen anlamı insanların bilemeyeceğini, konunun anlamını Allah’a havâle ettiklerini belirtir.
Selefîlik, itikadî konularda akla yer vermez, sadece nakil (Kur’an-sünnet) ile hareket eder ve Kur’an’daki müteşâbih âyetleri olduğu gibi kabul ederek bu âyetlerde kastedilen anlamı insanların bilemeyeceğini, konunun anlamını Allah’a havâle ettiklerini belirtir.
Selefîlik, itikadî konularda akla yer vermez, sadece nakil (Kur’an-sünnet) ile hareket eder ve Kur’an’daki müteşâbih âyetleri olduğu gibi kabul ederek bu âyetlerde kastedilen anlamı insanların bilemeyeceğini, konunun anlamını Allah’a havâle ettiklerini belirtir.
İmam-ı Gazali hazretleri, selefiyenin değil, selef mezhebinin yani Ehl-i sünnet mezhebinin hak olduğunu bunun zıddının bid’at ve dalalet olduğunu bildirmiştir. Elbette Selefin mezhebi olan Ehl-i sünnet mezhebi haktır, bunun gayrısı bid’at ve dalalettir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…