Emir Sultan, Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli sufilerinden biri olarak bilinir. Hayatıyla ve eserleriyle dikkat çeken Emir Sultan hakkında pek çok bilgi bulunmaktadır. Ancak kaç çocuğu olduğu konusu hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.
Emir Sultan’ın ailesi hakkında sınırlı bilgilere sahip olmak, onun hayatının gizemlerinden biridir. Bu nedenle Emir Sultan’ın kaç çocuğu olduğu konusu belirsizdir. Ancak kişiliği ve etkileyici kişiliğiyle, İslam dünyasında büyük bir saygınlığa sahip olduğu bilinmektedir.
Emir Sultan’ın manevi liderliği ve öğretileri, zamanında sık sık ziyaret edilen bir derviş zaviyesine dönüşmüştür. Birçok insan, onun öğretisi ve sohbetlerinden ilham alarak manevi yolculuklarına devam etmiştir. Emir Sultan’ın öğretileri, kendisinden sonra gelen nesillere de aktarılmış ve onun izinden giden birçok mürid yetişmiştir.
Emir Sultan, ailesi ve çocukları hakkında fazla bilgi olmamasına rağmen, günümüzde de saygınlığını korumaktadır. Onun adı, ibadet yerlerinde anılmaya devam etmektedir ve anma etkinliklerine katılım oldukça yüksektir. Öğretileri, öğrencileri tarafından aktarılmaya devam edilmekte ve manevi lider olarak saygıyla anılmaktadır.
Sonuç olarak, Emir Sultan’ın kaç çocuğu olduğu konusu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak manevi liderliği ve öğretileri, onu önemli bir İslam düşünürü ve sufisi haline getirmiştir. Emir Sultan, bugün bile saygıyla anılan bir kişilik olarak hatırlanmakta ve izinden gidenlere ilham vermektedir.
Hundi Fatma Hatun (d. Bursa – ö. (?)), Osmanlı Padişahı I. Bayezid’in kızı, Emir Sultan’ın eşi.
Soyu Muhammed Peygamber’in torunu Hüseyin’e dayanır. İsmi, Muhammed bin Ali, lakabı Şemsüddîn’dir. Ona, Buhara’da doğduğu için “Muhammed Buhârî”, Seyyid olduğu için “Emîr Buhârî”, Yıldırım Bayezid Hanın damadı olduktan sonra da “Emîr Sultan” denilmiştir.
770/1368-69 yılı civarında doğduğu tahmin edilmektedir (Algül vd. 1995: 146). Ona; Buhara’da dünyaya geldiği için “Muhammed Buhârî”, seyyid olduğu için “Emîr Buhârî”, Yıldırım Bâyezîd’in damadı olduğu için de “Emîr Sultân” denmiştir. Seyyid Alî Hüseyin’in oğludur.
II. Murad devrinde Bursa ve çevresinde yaşayan Anadolu abdallarından biri. Osmanlı âlimi.
Varlık ve olayların gerçekliği ve niteliğiyle ilgili bilgilerin her zaman kuşkulu olacağını ileri süren akım; her türlü bilgiden şüphe edip onu eleştirmeyi ilke edinen felsefî tutum.
Felsefede Septisizm (Kuşkuculuk) Akımı Özellikleri Bazıları ise gerçeğe ulaşmanın mümkün olmadığı görüşünü savunmuştur. birinde şüphe bir araç iken, diğerinde felsefenin temelidir. Felsefe tarihi boyunca birçok düşünür, kuşkuculuk akımını eleştirmiştir. Bunların başında Aziz Antonius gelir.12 Kas 2020
Kuşkuculuk, insanlar için başkalarına farklı gözle bakma, onlara güvenmeme, onların kendisini aldatacağı, yalan söyleyeceği vb. düşüncelere kapılmasıdır. Herkesin kendisine karşı farklı işler peşinde olduğunu ve bu düşünceleri ile çevresindekilerin tamamı hakkında kuşku duydukları bir bakış açısıdır.
Dogmatizmin karşıtıdır. Kuşkucular, kesin bilgi veya mutlak doğruyu elde etmenin zor veya imkansız olduğunu savunurlar ve genellikle bu düşünceyi sorgulamayı teşvik ederler.
Kuşkuculuk, septisizm, skeptisizm veya şüphecilik, her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir kuşku içinde kalınacağını, “mutlak”a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan …
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…