Divan, Orta Doğu ve Yeni Ortaçağ dönemlerinde yazılmış olan bir edebi türdür. Divan kavramı, İran ve Türk edebiyatı ile özdeşleşmiştir ve genellikle şiirsel metinleri ifade etmek için kullanılır. Bu makalede, Divan’ın kime ait olduğu konusu ele alınmaktadır.
Divan terimi, Farsça kökenli olup, kelime anlamı “defter” veya “kitap”tır. Divan, başlıca dört bölümden oluşur: gazel, kasida, kaside ve muhammes. Divan, çeşitli konuları içeren şiir parçalarının bir araya getirildiği bir koleksiyon olarak da tanımlanabilir. Bu eserler, genellikle aşk, doğa, din ve toplumsal konular gibi çeşitli temaları işler.
Divan, İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir ve genellikle büyük şairlerin eserlerini içerir. Bu şairler, genellikle Divan şairleri olarak anılır ve kendi dillerinde ürettikleri şiirlerle tanınırlar. Örneğin, İranlı ünlü şair Hafız’ın Divan’ı, dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.
Divan, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nda da büyük bir etkiye sahip olmuştur. Osmanlı Divan şairleri, genellikle Türkçe şiirler yazdılar ve bu eserler Osmanlı edebiyatının önemli bir parçası haline geldi. Divan edebiyatı, Osmanlı kültüründe ve toplumunda derin bir etkiye sahipti ve hala günümüzde de önemli bir edebi tür olarak kabul edilmektedir.
Sonuç olarak, Divan, Orta Doğu ve Yeni Ortaçağ dönemlerinde yazılmış olan bir edebi türdür. Farsça kökenli olan bu terim, genellikle İran ve Türk edebiyatında kullanılır. Divan eserleri, çeşitli temalara sahip şiirlerin bir araya getirildiği bir koleksiyon olarak görülebilir. Divan, İslam dünyasında ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük bir etkiye sahipti ve halen edebi dünyada önemli bir yere sahiptir.
Âşık Kemâlî (1821-1892)’nin tespit edilebilen ve günümüze ulaşan tek eseridir.5 Nis 2022
DÎVÂN (ADLÎ) Adlî mahlasıyla şiir yazan Sultan II. Bâyezîd’in eseri.2 Mar 2022
Şeyh Galib, divan edebiyatının beş büyük temsilcisinden biri olarak kabul edilir. Henüz 26 yaşındayken şiirimizi zirveye taşıdığı eseri Hüsn ü Aşk’ı yazar.3 Oca 2022
Nevşehirli Damad İbrahim Paşa (1660, Muşkara – 16 Ekim 1730, İstanbul), III. Ahmed saltanatında, 9 Nisan 1718 – 1 Ekim 1730 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış Türk asıllı Osmanlı devlet adamı. Oğuzlar’ın Beydilli boyuna mensup Boynuinceli aşiretindendir.
On iki yıl süren sadrazamlığı boyunca derlenip toparlanmanın hesaplarını yapmıştır. Lale Devri’nin mimarı, Nevşehir’in kurucusu, matbaa gibi yeniliklerin öncüsü olmuştur. Damat İbrahim Paşa’nın en önemli rolü, yenilenmeye duyulan ihtiyacı fark etmesi ve fark ettirmesi olmuştur.
“osmanlı imparatorluğu’nun 130. sadrazamı, ermeni asıllı nevşehirli damat ibrahim paşa, ürgüp’ün muşkara (nevşehir) köyünde, 1660 yılında doğdu. ibrahim paşa, hıristiyan veya devşirme öğrencilerin eğitim gördüğü enderun-i hümayun’dan, yani osmanlı saray okulundan yetişen sadrazamların on üçüncüsüdür.
Uzun süredir karışıklıklarla uğraşan Mısır’da, Beni Havare ve Beni Bakar adındaki iki aşiretin reisi, hainlik yaptıkları gerekçesiyle idam edildi.
Sultan III. Murad’ın kızı Ayşe Sultan’la evlenmesi sebebiyle Damad olarak anılan İbrahim Paşa, Kanije Kalesini feth etmesi sebebiyle de Kanije Fâtihi unvanı ile meşhurdur.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…